İSTANBUL

Muhafazakar Oteller

İstanbul'da konaklama standartları oldukça yüksektir. İstanbul'daki otellerin büyük çoğunluğu batılı turistler için yemek çıkarırlar ve bu yüzden de alkollü içecek bulundururlar. Fakat son yıllarda Müslüman ülkelerden gelen ziyaretçi artışıyla, turistlerin alkolsüz konaklama arayışı da çok yaygın bir hal almaya başladı. halalbooking.com üzerinden rezervasyonunuzu yaptığınızda, otel tamamen alkolsüz olmasa bile, odanızdaki minibarda alkol bulunmayacağından emin olabilirsiniz. Sizler için seçtiğimiz oteller arasında, hem Asya hem de Avrupa yakasında bulunan ve tamamen alkolsüz olan oteller bulunmaktadır. En uygun konaklamayı seçtiğinizden emin olmak için, sizlere sunduğumuz alkolsüz İstanbul otellerini 'Alkolsüzlük Kuralı' filtresi ile inceleyebilirsiniz.

• Misafirlerimizden yüksek puan alan lüks İstanbul otellerimizden biri Ajwa Hotel Sultanahmet tarihi eski şehrin tam kalbindedir ve bayanlara özel ve erkeklere özel kullanım için ayrı saatlere sahip spa ve sağlıklı yaşam merkezine sahiptir.
• halalbooking.com misafirlerinin favorilerinden Bayrampaşa'daki Golden Tulip Hotel Bayrampasa, günün belirli saatlerinde sadece bayanlar tarafından ve sadece erkekler tarafından ayrı olarak kullanılabilecek kapalı bir yüzme havuzuna sahiptir.
• İstanbul'un tarihi yerlerine ve cazibe merkezlerine çok kısa bir mesafede bulunan Ottoman's Life Hotel Deluxe yalnızca merkezi konumuyla değil helal bilinçli misafirlere uygun çok sayıda dinlence tesisi de sunmaktadır.
• Tuzla'da bulunan İstanbul Medikal Termal, şehir tatilini termal tatil ile bir arada yaşama imkanı sunuyor. Tesis içerisinde bayanlara özel kapalı havuz, spa merkezi gibi olanakların yanı sıra ailelerin kişisel kullanım için kiralayabilecekleri özel spa alanı da bulunuyor.

İstanbul'da hem yerel hem uluslararası mutfakların pek çok temsilcisini bulabilirsiniz. Fakat şunu da unutmamak gerekiyor ki bu kadar güzel bir yerel Türk mutfağı varken, uluslararası restoran zincirlerine gitmek çok da iyi bir fikir değil! İştah kabartan kebapların, leziz pilavların ve mezelerin tadını çıkarın. Tabi ki baklavadan, sütlü ve ballı tatlılardan bahsetmeden olmaz. İstanbul'daki seçkin restoranların çoğu alkollü içecek servisi yapıyor. Eğer alkolsüz mekanlarda yemek yemeyi tercih ediyorsanız, sizlere önerimiz daha rahat, kafe tarzı mekanları tercih edin. Tavuk restoranları, geleneksel kebap restoranları ve sulu yemek restoranları genelde alkolsüzdür. Eğer emin olamıyorsanız, birilerine sormaktan çekinmeyin veya 'alkolsüz' tabelasının olup olmadığına dikkat edin.

Ayrıca, meşrubat ve sütlü tatlıları ile ünlü Mado, Sütiş ve Saray Muhallebicisi gibi İstanbul'da da şubeleri olan alkolsüz birkaç Türk gıda zinciri var. Etrafı seyredebileceğiniz bir yer arıyorsanız, alkolsüz ve geleneksel bir çay bahçesi tercih edin. Bir bardak demli çayın, sert bir Türk kahvesinin veya gazozun tadını çıkarın. Aile dostu atmosferinin yanı sıra, bu çay bahçelerinin çoğu Çengelköy ve Üsküdar'da veya Dolmabahçe Sarayı civarlarında Boğaz'ın muhteşem manzarasını ayaklarınızın altına serer. Bir başka büyüleyici çay bahçesi de, Haliç'i ve kutsal Eyüp Sultan Camii'ni bir tepeden izleyen Pierre Loti'nin kafesidir.

Alkolsüz bir ortamda, mükemmel bir helal öğle yemeğinin keyfine varabileceğiniz favori restoranlarımızdan biri Topkapı Sarayı'nın arazisinde yer alan Konyalı Lokantası'dır. Şehir turunuza mola vermek ve meşhur Sarayburnu'ndan denizi ve bütün İstanbul'u izlemek için, bu mükemmel bir fırsat.

İstanbul'un Asya yakası, nerede kaldığınıza bağlı olarak, taksi, feribot seferleri veya Marmaray trenleri ile kolayca ulaşabileceğiniz en favori alkolsüz restoranlarımızdan ikisine ev sahipliği yapar. Çiya, Kadıköy'de meyveler, otlar ve baharatlardan yapılan nefis şerbetler eşliğinde lezzetli geleneksel Türk spesiyallerini sunar. Yakamoz Balık Restoranı ise, güzel ışıklandırmalarıyla ünlü Kuleli Donanma Akademisi yakınlarında, Boğaz'a nazır bir restorandır. Geleneksel meze, balık ve deniz ürünlerinde uzmanlaşmıştır ve romantik bir yemek için deniz kenarında mükemmel bir konumdadır. Beyoğlu’ndaki ünlü İstiklal Caddesi'nde ve Taksim Meydanı yakınlarında bulunan Hacı Abdullah, geleneksel Türk ve Osmanlı yemekleriyle favori mekanlarımızdan biri. 1876 ​​yılından bu yana hizmette olan Hacı Abdullah, hünkar beğendi gibi her yerde tadamayacağınız spesiyalleri denemek için harika bir yer. Bir diğer favori ise kaymakla pişirilen ayva tatlısı. Her büyük şehrin kaderinde olduğu gibi İstanbul'da da restoran sektörü çok hızlı değişebiliyor. Bu yüzden, gitmeden önce İstanbul'da yeni açılan alkolsüz restoran olup olmadığını kontrol etmeyi unutmayın. Hayal kırıklığına uğramamak için önce otel resepsiyonuna danışın. Eminiz sizin için arayıp, rezervasyon yapmaktan mutlu olacaklardır.

Hamamların, sadece bayanlara özel ilk spa olduğunu iddia edebiliriz. Bu gelenek Osmanlı İmparatorluğu döneminde başladı ve zamanla hamamlar yıkanmanın yanı sıra sosyalleşmek için de kullanılan yerler haline geldi. Bu geleneğin bir parçası olarak, kadınlar ve erkeklerin hamamları her zaman ayrıydı. Genellikle hamamların kadınlar ve erkekler için tamamen ayrı bölümleri bulunur ama bazı küçük köylerde, kadınlara ve erkeklere ayrı günlerde aynı yerde hizmet veren hamamlar da vardır. Elbette hamam çalışanları da bayanlar bölümünde bayanlardan, erkekler bölümünde erkeklerden oluşur.

Bir nesil öncesine kadar bile, İstanbul'da insanların yaşadıkları bölgedeki hamama gittikleri biliniyor. Ne yazık ki 90'larda bu hamamların çoğu, geleneğin modası geçtiği için kapanmıştı ancak son zamanlarda bazıları tekrar açılmaya başladı. Muhtemelen, en seçkin olanı 16. yüzyıl'da inşa edilmiş ve şimdi tamamen restore edilmiş olan Hürrem Sultan Hamamı’dır. Mimari olarak eşsiz olan bu hamam, kadınlara ve erkeklere özel bölümlerinin birbirlerine simetrik yapıda olması ile bilinir. Organik zeytinyağı sabunuyla temizlenmenin, kesenin ve sağlam bir masajın tadını çıkarmak, İstanbul'da yapılacak bir tatil için vazgeçilmez bir aktivitedir. Rahatlamanın, stres atmanın ve günlük hayatın gerginliklerinden kurtulmanın harika bir yolu olan hamamı, yoğun bir gezi programı sonrası yorgun vücudunuzu canlandırmak için kesinlikle tercih etmelisiniz.

Önceden rezervasyon yaptırmak ve tercih ettiğiniz tedavileri belirtmek işinizi kolaylaştıracaktır. İhtiyacınız olan her şey size tesis tarafından sağlanır. Kıyafetlerinizi çıkarıp, peştamalinizi ve terliklerinizi (orijinalinde ahşap takunyalar) giydikten sonra eşyalarınızı size gösterilen yere koyabilir ve gümüş banyo sahanlarıyla musluklardan akan suyun keyfini çıkarabilirsiniz.

İstanbul veya eski adıyla Konstantinopolis ilk olarak, 1453'te Fatih Sultan Mehmet olarak bilinen Sultan II. Mehmet tarafından fethedildiğinde, bir İslam kenti olarak kurulmuştu.

Camiler - İstanbul'da görülmesi gereken 7 cami

İstanbul İslam dünyasının en etkileyici camilerinin bazılarına ev sahipliği yapmaktadır.

1. Sultanahmet Camii - Tam karşısındaki, Roma İmparatoru Konstantin’in Ayasofya'sı ya da eski adıyla İlahi Bilgelik Kilisesi'ne rakip olarak inşa edilen, 1616 yılında tamamlanmış ünlü Sultanahmet, nam-ı diğer Mavi Camii bunlardan en bilinenidir. Güzel mavi çinileri ve altı minaresi olması ile ünlüdür.
2. Süleymaniye Camii - 1550 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle inşa edilen ve büyük Osmanlı mimarı, Mimar Sinan'ın başyapıtı olan Süleymaniye Camii, muhteşem İznik çinileri ile dekore edilmiş iç mekanı ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
3. Fatih Camii - Fatih Camii, Türk-İslam mimarisinin en önemli örneklerinden biridir. Halen kullanımda olan bu yapı 1771 yılında inşa edilmiştir. Ancak eskiden bu arazide İstanbul'un Fethi'nden sonra inşa edilen ilk cami olmasıyla ünlü 1463 yapımı bir cami bulunmaktaydı. Bu sebeple cami ismini Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'ten almaktadır.
4. Eyüp Sultan Camii - İstanbul'daki İslami açıdan en kutsal yer ise Haliç kıyılarındaki Eyüp Sultan'ın cami ve türbesidir. Hazreti Muhammed'in dostu ve bayraktarı, Ebu Eyyûb el-Ensarî olarak da bilinen Eyüp Sultan hazretlerinin mezarı burada olduğu için ünlü ve kutsal bir ziyaret yeridir. Eyüp Sultan’ın Konstantinopolis'in ilk Arap kuşatması sırasında öldüğü sanılıyor.
5. Çamlıca Camii - İstanbul'un en yüksek noktasında, Çamlıca Tepesi'nin kuzey yamaçlarında güzel bahçelerin arasında bulunan bu cami Türkiye'nin en büyük camisidir ve aynı anda 63.000 kişiye hizmet verebilmektedir. 2019 yılında ibadete açılmıştır ve görkemli tasarımı Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden öğeler barındırmaktadır.
6. Ortaköy Camii - Bu harika cami Ortaköy semti sahilinde Boğaz manzarasına karşı konumlandırılmıştır. Aslen Büyük Mecidiye Camii olarak adlandırılan cami Sultan Abdülmecid'e ithaf edilmiştir. Bina 1854-1856 yılları arasında Balyanlar olarak bilinen baba-oğul iki mimar tarafından inşa edilmiştir. Aynı mimarlar yakınlarda bulunan göz alıcı Dolmabahçe Sarayı ve Camisini de tasarlamışlardır.
7. Beyazıt Camii - Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma bu cami Beyazıt Meydanı'nda bulunmaktadır ve fetihten sonra inşa edilen ikinci camidir. Türbesi caminin arka bahçesinde bulunan Sultan 2. Bayezid bu binayı 16. yüzyılda yaptırmıştır. O zamandan beri binaya özellikle ünlü Osmanlı mimarı Mimar Sinan tarafından pek çok tadilat ve ilaveler yapılmıştır.

Topkapı Sarayı'ndaki Kutsal İslam Eserleri

I. Selim Mısır'ı 1517 yılında fethettikten sonra, halifelik Osmanlı Padişahlarına geçti. Hz. Muhammed'in kutsal hırkası (Hırka-i Sa'adet), son Abbasi Halifesi 3. Mütevekkil tarafından Sultan Selim'e verildi ve o da İstanbul'a, Topkapı Sarayı'na gönderilmesini emretti. 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadarki süreçte, diğer pek çok Kutsal Emanet, Topkapı Sarayı'nda kendine yer buldu. Hz. Muhammed'e ve sahabelerine ait bu kutsal eşyalar bugün hala burada sergilenir. Aralarında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Medine'de bulunmuş ve güvende tutulması için Topkapı Sarayı'na gönderilmiş kutsal eşyalar da vardır.

Mukaddes Emanetler olarak bilinen bu eşyalar, sarayın iç avlusunda, bir zamanlar padişah tarafından Has Oda olarak kullanılan, Özel Dairelerde sergilenir. Burada, Hazreti Muhammed'in ayak izi, Hz. İbrahim'in tenceresi, Hz. Yusuf'un cübbesi, Hz. Davut'un kılıcı ve Hz. Yahya'ya ait yazılar görülebilir.

Mukaddes Emanetler Odası'nda en kutsal eşyalar sergilenir ve sürekli Kur'an okunur. Buradaki eserler gerçekten dikkate değer niteliktedir. Aralarında Hz. Muhammed'in 625 yılında Uhud Savaşı sırasında dişinden (Dendan-ı Saadet) kopan bir parça ve sakalından bir kaç kıl (Sakal-ı Şerif) da bulunur. Sakal-ı Şerif özel bir cam bölmede sergilenir ve bu cam bölmenin üzerinde bulunan küçük deliklerden kokusunu bile duyabilirsiniz. Ayrıca Hz. Muhammed'in mührünü (Mühr-i Saadet) ve onun tarafından imzalanmış bir mektubu (Name-i Saadet) da görebilirsiniz. Kılıçları ve okları, Osmanlı kuyumcuları tarafından özel yapılmış şık bir sandık içinde bulunmaktadır.

Topkapı Sarayı Müzesi salı günleri hariç her gün açıktır.

İstanbul, başkentlik ettiği Bizans, Roma ve Osmanlı İmparatorluklarından kalan miraslarla, bir kültür ve tarih hazinesidir. Bu zengin kültürel mirası keşfetmenin, tatilinizin önemli bir parçası olacağından emin olabilirsiniz.

Kaleler

Avrupa ve Asya'yı ayıran etkileyici su yolunun her iki yanında yer alan, Sultan II. Mehmet'in fetih hazırlıklarının bir parçası olarak Boğaz geçişlerini kontrol etmek için yaptırdığı iki kale; Rumeli Hisarı ve Anadolu Hisarı bugün hala ayaktadır ve ziyaret edilebilir durumdadır.

Saraylar ve Köşkler/Kasırlar

İstanbul, Osmanlı döneminden kalma en etkileyici saraylara, köşklere ve kasırlara da ev sahipliği yapmaktadır:

1. Topkapı Sarayı
2. Dolmabahçe Sarayı
3. Yıldız Sarayı
4. Beylerbeyi Sarayı
5. Çırağan Sarayı
6. Çinili Köşk
7. Hidiv Kasrı
8. Ihlamur Kasrı
9. Küçüksu Kasrı

Kapalıçarşı’yı ziyaret edin - gerçek alışveriş merkezi

Kapalıçarşı'da alışveriş yapmak, İstanbul'da yapılacak olmazsa olmaz aktivitelerden biridir. İnşaatı üstü kapalı bir çarşı olarak 1455'te başlamıştır ve artık 61 kapalı caddeyi ve 4000'den fazla dükkanı barındıracak kadar geniştir. Kapalıçarşı’nın dünyanın en popüler turist cazibe merkezleri listelerinde her zaman bir yeri olmuştur ve kuyumculuk, seramik, metal işçiliği, ve deri eşyalar gibi el sanatları, özellikle havlu ve pamuklu giysilerden oluşan tekstil ürünleri ve hediyelik eşya almak için harika bir yerdir. Alışverişinizi yaparken çayınızı keyifle yudumlayıp pazarlık etmeyi unutmayın!

Tasarım ürünlerini tercih edenler ise, Etiler'deki Akmerkez, Levent'teki Kanyon ve Şişli'deki Cevahir gibi İstanbul'un harika ve modern alışveriş merkezlerine gitmekten çok keyif alacaklardır.

Genel olarak, İstanbul'da alışveriş yapmak bütçenize uygun olacaktır ve muazzam bir ürün çeşitliliği vardır.

Boğaz Turuna Çıkın

İstanbul'u keşfetmenin en iyi yollarından biri de Boğaz'da yolculuk etmektir. İster özel bir turla, ister kendi teknenizle, isterseniz de halk feribotlarını kullanarak Boğaz'ın serin sularında bir gezintiye çıkın, Karadeniz'e doğru ilerlerken görkemli yalıları ve büyüleyici kaleleri izleyin. Halk feribotları ya da Şehir Hatları, Eminönü'nden yola çıkar ve bir zamanlar Boğaz'a girişleri kontrol eden kaleyi görebileceğiniz Rumeli Kavağı'na kadar gider.

Aya Sofya

'İlahi Bilgelik Kilisesi' anlamına gelen Aya Sofya oldukça etkileyici bir yapıdır. Sultanahmet Camii'nin tam karşısında bulunmaktadır. Doğu Roma İmparatorluğu tarafından inşa edilen en büyük kilise olarak bilinmektedir. Bulunduğu araziye ilk kilise İmparator Constantine tarafından 360 yılında yaptırılmıştır ve şu anki bina İmparator Justinian tarafından 532-537 yılları arasında yaptırılmıştır. Bu dev yapının sütunları ve mermerleri Anadolu, Suriye br Kuzey Afrika'nın antik alanlarından getirtilmiştir. Binanın en etkileyici kısmı, yerden 55.6 metre, kuzeyden güneye 31.87 metre ve doğudan batıya 30.86 metre olan devasa kubbesidir. 1453 yılında İstanbul'un fethinden sonra camiye dönüştürüldü ve Osmanlı mimarı Mimar Sinan tarafından tasarlanan minarelere, medrese, mihrap, minber ve müezzin mahfili de eklendi. İslam Dünyasının en büyük hat yazıları eklendi. 1935 yılında müzeye dönüştürüldü.

Galata Kulesi

Galata Kulesi, 1348 yılında Cenevizliler tarafından inşa edilen ve İstanbul'un Galata semtinde bulunan bir ortaçağ taş kulesidir. Osmanlı tarihçisi Evliya Çelebi'ye göre, 1630 yılında havacı Hezarfen Ahmet Çelebi kendi tasarladığı kanatlar ile buradan Boğaz'ın Asya yakasına doğru süzülmüştür. Burası, eski İstanbul manzaralarını panoramik bir şekilde izleyebileceğiniz harika bir yer.

Kız Kulesi

Avrupalı tarihçiler tarafından Leander Kulesi olarak da bilinen bu ikonik yapı Boğaz'ın girişinde suyun üstünde küçük bir adacıkta bulunmaktadır. Burada 12. yüzyıldan kalma bir kale bulunmasa da, mevcut taş binanın yapımı 1763 yılına dayanmaktadır. Bu tarihi kuleyi 'Dünya Yetmez' adlı James Bond filminden de hatırlayabilirsiniz. Bugünlerde kafe ve restoran olarak hizmet veren binayı tekne ile gelerek ziyaret edebilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı

İstanbul'un en büyüleyici yerlerinden biri de İmparator Justinian tarafından Bizans'ın İmparatorluk şehrine su depolaması amacıyla inşa ettirilen bu yer altı sarnıcıdır. 140 metre uzunluğunda 70 metre genişliğinde, gizemli Medusa kafaları da dahil olmak üzere ince işçilikli oymalarıyla 336 sütun bulunduran harika ve detaylarla dolu bir yapıdır. Atmosferik müzik ve büyüleyici ışık gösterisi ile burada toplanan suda mimarinin büyüleyici yansımasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yaz aylarında İstanbul'un en havalı yerlerinden biri!

Artık nerelere gideceğiniz ve neler yapabileceğinizle ilgili tavsiyeleri aldığınıza göre, İstanbul'da kalınacak en iyi muhafazakar ve helal özellikli otellerden oluşan seçeneklerimize bir göz atın ve beklentilerinize ve bütçenize en uygun olanı bulun...